07 Ağustos 2021

büyük yolculuk 🏍 gün 336 bu şehri hiç duymamış. yine de

Büyük yolculuk 🏍 336. Gün
Erzurum: Bu şehri hiç duymadım. Yine de Doğu Anadolu'da aynı adı taşıyan en büyük ilin "patronu".

Erzurum'un neler sunduğuna hızlıca göz atıyorum. Bir kayak merkezi, aha, yılın yanlış zamanı. Bir Atatürk müzesi, bir etnoloji müzesi, görülmeye değer camiler ve gözetleme kulesi olan bir kale. Bir de birkaç Selçuklu ve Osmanlı yapısı. Eh, bundan bir şeyler çıkarmak lazım.

Kahvaltıda ona sadece küçük Atatürk ve Etnoloji Müzesi'nden bahsediyorum. Gerd'i hemen korkutmak istemiyorum. Gemiye bindiğinde, küçük turumdan başka neler gerçekleştirebileceğimizi göreceğiz.

Sonuç olarak, her şey. Hepsi yürüme mesafesinde olan birçok güzel yere sahip güzel bir şehir. Atatürk'ün sadece görsel bir etkisi var, çünkü sadece Türkçe bilgiler var. Eski takıların, kıyafetlerin, silahların ve mutfak gereçlerinin de sergilendiği Çifte Minare Medresesi'nde dini eğitim hakkında çok şey öğreniyoruz. Geçmişe çok yönlü güzel bir bakış.

Büyük caminin önünde duruyoruz. Sadece kadınlar için küçük bir yan giriş olduğunu görüyorum. Emin değilim. Yaşlı bir beyefendi yanıma geliyor, tereddütümü görüyor ve ikimizi de ana girişten camiye davet ediyor. Ayakkabılarımızı çıkarıyoruz, şalımı başıma ve omuzlarıma örtüyorum ve yumuşak halı kaplı zeminde yalınayak yürüyoruz ve her şeye hayret ediyoruz. Birkaç adam dua ediyor, bir pantolon cebinde bir telefon durmadan çalıyor ve sessiz fısıltılar var. Güzelliğe ve büyüleyici karakterlere doyduğumuzda sessizce binayı terk ediyoruz.

Kale, kazı alanı ile inşaat alanının bir karışımı gibi görünüyor; korunuyor mu yoksa yıkılıyor mu anlayamıyoruz. Heyecanımız sınırlı.

Şehrin içinden geçmeye devam ediyoruz, bir sonraki durağımız eski bir çayevi. Buraya yerleşiyor, sohbet ediyor, plan yapıyor ve normal bir Pazar öğleden sonrasının tadını çıkarıyoruz.

#Erzurum #AtatürkMüzesi #ÇifteMinareMedrese

Paylaşın:
Abone Olun
Bildir
Misafir

0 Yorumlar
Inline Geri Bildirimleri
Tüm yorumları görüntüle
tr_TR