Büyük yolculuk 🇸🇪 536. Gün
Hedefimiz Abisko Ulusal Parkı. Fazla uzaklaşmıyoruz, çünkü Abisko'ya 40 kilometre kala göl kenarında güzel bir saha buluyoruz. Yarın sabah buradaki bölgeyi keşfetmek istiyoruz.
Yürüyüş parkurları fikrinden vazgeçtik. Karın içinden geçiyoruz. Tabiri caizse, yürüyoruz. Gece boyunca tamamen kar altında kalmış olmamız ve taze karın 30 santimetre daha birikmiş olması önemli değil gibi görünüyor.
Felix beyaz elbisesi içinde güzel görünüyor, ama onu yolun kenarına çekiyoruz - üzülmektense güvende olmak daha iyidir - ve yürüyüşümüze başlıyoruz. Bir kez daha ormanda hayvan izleri görüyoruz. Yol kenarında posta kutuları. Ve bir noktada, donmuş tekneler. Zaten gölde miyiz?
İsveç'te durum gerçekten çok garip, hiç su görmüyoruz. Bütün göller donmuş ve karla kaplanmış. Biraz daha yürüyoruz, bir noktada geri dönüyoruz ve bir çay molası vermeye karar veriyoruz. Şimdi yine karla kaplı olan izlerimizi takip ederek tüm yolu geri dönüyoruz.
Yola ulaştığımızda, aslında bugün gitmek istediğimiz Norveç yolunun kapalı olduğunu okuyoruz. Ve biraz sonra -tipik bir şekilde- kendimizi Abisko'da rahat bir kafede buluyoruz ve orada göl manzarası (ya da tercihinize göre pürüzsüz kar), fika ve en iyi internet ile günü geçiriyoruz.
Evet, kapalı yolların da iyi tarafları var!
